Sevgili Ogan müthiş bir konu açmış ve topu okuyucularına atmış,
Bende o yazının okuyucularından biri olarak topu yakaladım..
Nasıl yazacaksın, zor olmayacak mı dediler,
Ben yazarım dedim :)
Doğanın ve aşkın getirisini tarif etmek mi zor uygulamak mı? O işi nasıl yapıyoruz? Yani iki kadın, nasıl olur ki? Boşlukları nasıl dolduruyoruz?
Bu kadar özel soruları maalesef genelde en yakınlar sorarlar. Eş, dost, akraba vs.. Yakın olmalarının verdiği samimiyeti kullanırlar. Bazen ciddi anlamda nasıl olduğunu merak ederler, bazen ti’ye almaya çalışırlar! Bana bunlarla gelebilmek kendi çevremden kimsenin haddi olmamakla beraber evet cevabının heterolarca merak edildiğini hemen hepimiz biliyoruz. Boşlukları doldurmak, soruları cevaplamaktan daha kolay oysa. Ve onlardan önce doldurulması gereken başka boşluklar var aslında. Mesela önce beyinleri doldurmak gibi. Sonra ruhu ve kalbi. Bacaklarının arasında bir alet taşıyıp da o aletin boyumu işlevimi sorusuyla aklını bozanları bir stadyuma doldurmak gibi. Orgazmın ne olduğundan önce, taklidini yapmayı öğrenen kadınları bir eğitim kampına doldurmak gibi. Olayı giriş çıkış olarak algılayanları, seviştiği kadınları rakı sofralarına meze yaparken sanki çeşmeymiş de mümkünmüş gibi “5 posta attım abi!” diyenleri, postayı hayvanlarda atıyor, olayın postaya vermek değil mektup yazmak olduğunu bilmeyenleri, kadınları illa ki içi penisle doldurulması gereken birer vajina gibi görenleri, tam teşekküllü bir hastaneye doldurmak gibi…
Görüldüğü üzere istenilen boşluk doldurmak olsun, son derece kolay ve yeri hazır! Merhemin varsa önce kendi keline sür demek kolayına kaçmak olur. Zira dinime küfreden müslüman değil. Bu yüzden zurnanın zırt dediği yere geliyorum şimdi. Simyacı isimli romanı duymayanınız yoktur sanırım. Yazar Paulo Coelho, bu romanı ile inanılmaz bir başarıya imza atmış olup, romanı 42 ülkede yayınlanmış, 26 dile çevrilmiş; gelmiş geçmiş en büyük Latin Amerikalı iki yazardan biridir. Kendisinin yıllar önce “On Bir Dakika” isimli romanını okumuştum. Dünyanın en eski mesleğinin üzerine kurulu olan bir hayatı ve bu hayatın kahramanı olan Maria ‘nın kendini, bedenini, ruhunu ve cinselliğini tanımak adına büyük bir cesaretle geçtiği eşikleri anlatan mükemmel ötesi bir romandır. Şu anda okuduğunuz bu yazının başlığıyla ilgili soruların cevabı o romanda ayrıntılarıyla var aslında, merak eden herkese öneririm.
Şimdi gelelim boşluklara.. Kadın ruhunun ve bedeninin öncelikli temel ihtiyacı nedir? Beyni ve kalbindeki boşlukları mı yoksa bacaklarının arasındaki boşluğu doldurmak mı? Temel ihtiyaç bacakların arasındaki boşluğun doldurulması olsaydı, mastürbasyon ondan daha keyifli gelmezdi. Baskı ve sürtünmenin kadınlara daha çok haz verdiğini, klitoral orgazmın vajinal orgazmdan kat kat güçlü olduğunu ben değil konunun uzmanları söylüyor. Google amcaya sorunuz istemediğiniz kadar cevaplasın. Esas olanın ön sevişme olduğu, bilerek ve doğru adımlarla uygulanan güçlü bir ön sevişmenin orgazmın ana temeli olduğunu da bilmeyen yoktur sanırım. Önemli olan partnerinin hassas noktalarını keşfetmek, dokunmayı, gezinmeyi bilmek. Cinsellik aşka ibadettir ve bu ibadeti yerine getirirken yaşanması gereken yegane gerçek, duygularını içinden geldiği özgürlükte yansıtmak ve hissettirmektir. Bu anlamda kurallara, kalıplara boyun eğmeden kendini geliştiren, sıradanlıklara takılıp kalmayan, hatta birlikte oyunlarla kırmızı noktalı dünyaları keşfeden çiftler için boşluk doldurmak, cevabı şıklarda verilen basit sorular gibidir. İş sonuca ulaşmaya geldiğinde ise sadece son dokunuşun bile yeterli olacağını, içine illa ki bir şey alma diye bir düşüncenin olamayacağını, bir ihtiyaç olarak görülmeyeceğinden çok da akla gelmeyeceğini hetero pembelere izah etmek kolay, nihayetinde cinsiyetler dolayısıyla da duyumsananlar ortak. Ancak özellikle egosu tavan yapmış hetero mavilere bunu kabul ettirmek onların işlerine gelmeyen bir durum çünkü onlar bulunmaz hint kumaşıdırlar! Eh bulunmaz
hint kumaşlarına sarılacak bedenlerinde var olduğu sevgili dünyamızda, anlattığınızı anlamamakta ısrar edenlere karşı yapabileceğiniz hiçbir şey yok, uğraşmayın. Zira algılarında problem vardır :)
HAMİŞ : Boşlukları maddesel anlamda doldurmak bazılarımız için ancak bir fantezi olabilir. Ve fantezi dünyası içinde istemedikleri kadar oyuncak var, dilediklerini seçer, beğenir, alırlar!
Işık ve sevgiyle
Bilge ADAM
Tarih: 02.07.2012
Okunma: 20266
Paylaş
Face
Blog
Frien
Mysp
Twit
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısının tüm hakları lezce.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, alıntılanan sayfaya aktif link verilerek kullanılabilir.
Not: Bu sayfalarda yer alan Köşe yazıları ve okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.
Bu yazıya ait yorumlar
Yorumlayan:beren77
harıka bır yazı her erkk okusun bence
Yorumlayan:cute
bu sorunun sorulmasi, soranin o is hakkinda hicbir fikrinin olmadigini gostermesi acisindan ironik kaliyor, mustehzi bir tebessum birakiyor zihinde..
Yorumlayan:kodes
Harika bir yazı.Tebrikler.O işi nasıl yapıyosunuz diyenlere aslında uygulamalı göstermek lazım eminim o zaman çoğu bu soruyu sorduğuna pişman olacaktır. Özellikle ti`ye alanlar...
Yorumlayan:visne3333
boşluklar bu kadar güzel tamamlanabilir anlatımınız kelimeleri yerlerine koyuşunuz...ve sorulara cevap..:)çok beğendim elinize kaleminize sağlık çok teşekkürler..
Yorumlayan:Sessiz_Hece
Esas boşLuk kişinin kaLbinde,ruhundadır,haLa ki;bunun idrakında oLmayıp ``O işi`` nasıL yapıyorsunuz diye soruyorLarsa bence ne erdemseL ne de evrenseL biLgiye sahip değiLLer demektir.Biz de ısrarLa soranLara ısrarLa anLatmaya devam ederiz önce ruhun tatmin oLması gerektiğini ))
Yorumunuza sağLik...
Yorumlayan:mavisuu
helal olsun sana bu kadar güzel mi anlatılır ifade edilir tebrikler sevgiler....
Yorumlayan:schmied
Yüreğinize ve elinize sağlık anlatım ve betimleme ile sonuca varırken alınan has özne muhtesem bır anlatım özellipini sunuyor.Muhtesem.
Yorumlayan:EfSaNe_
BoşLukLar insanLarın beyinLerinde,yüreğinde,dünyaya bos bakan gözLerinde..``Ne mutlu türküm diyene`` ama türk insanı cahiL malesef ki...Biz bu kadar cahilin içinde sürekli anlatmak sürekli izah etmek zorunda kalıyoruz malesefki..Bir kadın ve bir erkek nasıl yaşar cinselliği onlara bu soru hiç yöneltilirmi arkads cevresi tarafından nekadarda ayıptır; bizim kültürümüzce...İşte bizim cinselliğimizde hiç kimseyi ilgilendirmez ! Bu soruyu soran kişi cahildir..Anlatsanızda anlamaz hiç boşa yorulmayın oyüzden..iki kadın nasıl mı yapar ? Sizin anlamayadınız,keşfedemediniz,hissedemediniz yaşayamadanda öleceğiniz güzellikde yaşar...Eline sağlık, çok güzeL bir konu ve yüreklice yazmışsın senin gibi yürekli yazarlara konuşucak arkdslara ihtiyacı var bu camianın ...Yazılarının devamını bekliyoruz..
Yorumlayan:fearlizard
Harika bir anlatım.
Yorumlayan:Devran_Devran
Okuduğumuz kitaplar, MAKALELER, izlediğimiz filmler, dinlediğimiz müzikler bir şekilde hayatımıza birşeyler katabiliyorsa anlam kazanırlar. Aksi halde okumuşuzdur, izlemişizdir, dinlemişizdir... Hepsi o kadardır ve orada kalmıştır.
Köşe yazısı yazmak, işte tam da böyle birşey olmalı bence. Okuyucusuna bilgi katmalı, pencereler açmalı sıra sıra, farklı gözlerden bakabilmek adına.
Okuduğum bu yazınızda da aynı hazzı almak, naçizane bu satırları getirdi yüreğime.
Konuyu anlatış şekliniz,hem çok açık ve net, hem de mesajlarla dolu.
...``Olayın postaya vermek değil, mektup yazmak olduğunu bilmeyenleri, kadınları illaki içi penisle doldurulması gereken birer vajina gibi görenleri, tam teşekküllü bir hastaneye doldurmak gibi...`` bölümüne resmen vuruldum dersem yeridir.
Işığınızla hep aydınlatmanız dileklerimle,
kaleminize,
yüreğinize sağlık...
Yorumlayan:hatirla_s
konuda, icerigide gayet basarılı . Doyurucu bir yazı olmus . kalemine saglık.. makale bölümünün site dısından kişilerce de okundugunu düşünürsek ,böyle yazıların ve basarılı kalemlerin sitede olması daha da önem kazanıyor .bunu bizim acımızdan bir sans olarak görüyorum . yürekten kutluyorum yazarımızı!! yazma azmin hep daim olsun ...
Yorumlayan:Femina
Boy`s dont cry filmini izleyenler, kendine aktif diyen kadınların kendine pasif diyen bir sevgili bulduğunda ne yaptığını bilir. Konuştuğum bir çok kişiden duyduğum şey, çoğu lezbiyenin ne yaptığını bilmediği ve rol yaptığıdır. Eğer kendinizi kadın gibi kadın hissediyorsanız, diğer kadın ile empati kurabilirsiniz ve karşılıklı hazlar yaşayabilirsiniz. Evde ampulu takmak benim, yemek yapmak senin görevin diyorsanız , kimse kusura bakmasın yaptığınız sadece masturbasyon fahişeliğidir.
Bu yazıyı dışardan okuyanlar için de şunu söyleyelim: Gerçek cinsel kimliğinin bilincinde olan iki kadın çok yüksek düzeyde ve sayısız kere orgazm olabilirler. Rekor zincirleme olarak 150 keredir ama bu sadece bir rekordur. Bir gecede 50-60 kere orgazm ise olağan durumdur çok kişi için. :)
Yorumlayan:Akropolice
Cinselliğin ayıp olarak nitelendirilip konuşulmaktan kaçınıldığı bir toplumda bu soruları genelde, aklını uçkuruyla bozmuşlar sorar. Çünkü onların beyni bacaklarının arasında çalışır. Aslında onlarda farkındadırlar, boşluk önce beyinde başlar. Az mürekkep yalamak lazım, az okumak, öğrenmek lazım ama kim uğraşacak :)
Bizdeki arkadaşlarda her zamanki gibi aktifleri karalayalımda ne olursa olsun hesabına gitmiş ama yine olmamış, uymamış. Ev işlerinden hoşlanmayan birinin cinsel performansını sorgulamak, karalamak adına konuyu masturbasyon fahişeliğine bağlamak ne kadarda saçma sapan bir karşılaştırma olmuş. Zavallı, mesnetsiz ve içi boş. Aktif biri, pasif birini bulunca ne yapar? Peki ya pasifler bu duruma ne der? Bir filmi yada 3-5 kendini bilmezi herkese mal etmek ne kadar da kolay. Yazarın cinsel performansınıda sorguladık ya, pesss diyorum. Bu siteye böyle yazar gelmemiştir herhalde, hakkında bu kadar konuşulan, özel yaşamı bu kadar merak edilen, her yazdığı ses getiren. Helal olsun diyorum yazarımıza, böyle ucube yorumlara karşın bu kadar yüreklice yazmaya devam etmesi bizler için ne büyük şans..
Düşüncelerini son derece açık, net ve bir o kadarda düzgün bir şekilde ortaya koyması, boşlukları doldurma şekli, müthiş bir edebi zeka tek cümleyle. Bizlerle ilgili o kadar site gördüm ama bize dair konuları yazarımız gibi ortaya koyabilen bir köşe yazarı daha görmedim. Tatlı-sert duruşunun arkasındaki kocaman yüreği, beyni ve kültürel birikimi görmemek mümkün değil. Kimin ne dediğine bakmadan, doğru bildiğinizi yazmaya devam edin sevgili yazar. Her yazınızı heyecanla bekliyorum.. Işığınız ve kaleminiz daim olsun..
Yorumlayan:entellektuel
Yazi cidden guzel kismen eksik ask yolunu bulur sayin yazar yaziya sapka cikarrdim
Yorumlayan:Devran_Devran
Yazarın anlattığı konu yine cımbızlanmış diyeceğim ama, maalesef o bile yok okuduğum yorumlardan femina rumuzuyla yazılan yorumda.Sözü edilen filmde (Boy`s Don`t Cry) ne bir aktif var,ne de pasif.Kendini erkek olarak tanıtan bir kadının yalanlarının başına açtığı dramatik olayların anlatıldığı bir film, nasıl oluyorda bu konuya örnek görülebiliyor anlayamadım,konuyla bağlantısına akıl erdiremedim.Sayılarla da aramız hoş değil anladığım kadarıyla.150,50,60...bu rakamların sıfırlarını TL den attığımız gibi:) atsak bile çok abartı olduğunu görmek,aşikâr.
Lütfen yazıyla ilgili yorum yapalım.Bırakalım yazarın özel hayatını,kendisi yaşasın.Ayrıca kimsenin özel hayatını tartışmıyoruz burada.
Bilmediklerimizi öğrenmek,öğretene düşmanlık duymaktan ziyade, ERDEMDİR.
SEVGİLERİMLE.
Yazarımızın ışığının daim olması dileklerimle...
Yorumlayan:sabi_ce
O işi nasıl yapıyoruz sorusunu ben de çok fütursuz bulsam da hetero kadınların bu sorularını cevaplamaktan yanayım. Sonuçta kadınların birçoğu bedenlerini tanımıyorlar. O bedenle neler yapabileceklerini,kendi haz noktalarını ve vs birçok şeyden habersizler. Dolayısıyla anlayamıyorlar. Hetero kadın arkadaşlarımızla da kadınlık deneyimleri üzerinden dayanışmayı önemli buluyorum.
Yorumlayan:Akropolice
Bu soruyu sadece hetero kadınlar sorsa bu yazıya gerek kalmazdı zaten. Bu soruyu kadınlar kadar hetero erkekler de soruyor, hemde bıyık altından alaylı alaylı gülerek. Bilmeyen arkadaşlara duyurulur!